Biliyorsunuz
30 Mart´ta ülkemizde de seçimler vardı. İşte seçimlerin sonuçlarını asıl şimdi
göreceğiz… Tutulma Türkiye´den
izlenemeyecek ama Türkiye´yi hayli etkileyen bir tutulma olacak. Türk halkının
mutluluk ve eğlence anlayışını, gençlerini, yaratıcılığını ve cinselliğe bakış
açısını (taciz, tecavüz, günah vs) etkileyecek ve bu yönde olaylar meydana
gelecek.
Bu tutulma ile ilişkilerimizde bir dönem kapanıyor, yeni bir dönem başlıyor. Tabi bu dönem biraz mücadeleli geçecek diyebilirim. Savaşmak yerine hayatın akışına kendinizi bırakıp işaretleri takip ederseniz ve en önemlisi isteğinize uygun davranırsanız elbette sonuca daha rahat ulaşırsınız. Aile içi ilişkiler, evle ilgili konular ve aile büyükleriyle ilgili durumlar ortaya çıkabilir. Uzun süredir sorun yaşanan evliliklerde boşanma kararı alınabilir ya da sorunlar gözden geçirilerek birlikte sorunların üstesinden gelinerek ilişki daha sağlam temellere oturtulabilir. Kimi ayrı eve çıkarak ana baba evinden ayrılabilir. Uzun süredir ilişki yaşayanlar evlilik kararı alabilir ama tabi evlenmek için uygun zaman değil henüz. Aynı zamanda arkadaşlıklar birlikteliğe dönüşebilir. İlişkisi olmayanlar neden olmadığının ve kendi korkularının net şekilde farkına varabilir. Ana, baba, kardeşler vs kısaca aile içi ilişkilerde taşlar yerinden oynayabilir. Çocuğunuzla olan iletişim ve ilişkilerinizi yeniden gözden geçirmeniz gerekebilir. İş ilişkileriniz, ortaklıklarınız yeniden ele alınabilir. Arkadaşlarınızla olan ilişkileriniz değişebilir. Her şeyden önemlisi kendi benliğimizle olan ilişkimiz tamamen değişecek.
Yazdıklarım hiç iç açıcı değil farkındayım. Evet moraller bozuk ve önümüzde daha zorlayıcı, sert bir dönem var. Bir kapıyı kapatan Allah diğerini açacak ve bu dönemde yine de iyi duygumuz ve inancımız kuvvetli olacak. Bu kuvvetli inanç sayesinde fırsatları da görüp değerlendirebileceğiz. Önümüzdeki dönemin kilit cümleleri Ben değil SEN demek, işbirliğini öğrenmek, başkalarının ihtiyaçlarının farkında olmak, fevri davranışları bırakmak, uzlaşmayı öğrenmek.
Her şekilde artık hiç birşey aynı kalmayacak, kökten değişip dönüşecek. Hepimiz hayatımızı, kendimizi değiştirmeyi çok istesek te DEĞİŞİM kelimesi bize oldukça korkutucu gelir ve zordur çünkü alıştığımız bildiğimiz şey değişecektir. Ancak bildiğimize, alıştığımıza sıkıca tutunmak bizi bu hayatı YAŞAMAKTAN alıkoyar. O zaman bunun adı YAŞAMAK değil hayatta kalmak için mücadele etmek olur. Oysa dünya değişiyor, hayat her gün değişiyor ve biz de değişiyoruz aslında. Hayat akıyor, yol devam ediyor. Ve bizim bu yolda daha keyifle ve az yükle ilerlemek ve YAŞADIĞIMIZI hissetmek için bazı şeylerden vazgeçmemiz gerekiyor. Ama işte bırakmak, vazgeçmek, yeni olanı denemek, yeni maceralar yaşamak kulağımıza hoş gelse de kolay kolay gereğini yapamıyoruz. İşte bu durumda da dış dünya bizim adımıza gerekeni yapıyor, o zamanda yaşananların acısı, sancısı fazla oluyor.
Olan her şey bizim hayrımıza oluyor…Kötü gibi görünen şeylerin ardındaki iyiyi görmek için sabırlı olalım…Sabır ve Zaman en büyük desteğimiz…
Bu tutulma ile ilişkilerimizde bir dönem kapanıyor, yeni bir dönem başlıyor. Tabi bu dönem biraz mücadeleli geçecek diyebilirim. Savaşmak yerine hayatın akışına kendinizi bırakıp işaretleri takip ederseniz ve en önemlisi isteğinize uygun davranırsanız elbette sonuca daha rahat ulaşırsınız. Aile içi ilişkiler, evle ilgili konular ve aile büyükleriyle ilgili durumlar ortaya çıkabilir. Uzun süredir sorun yaşanan evliliklerde boşanma kararı alınabilir ya da sorunlar gözden geçirilerek birlikte sorunların üstesinden gelinerek ilişki daha sağlam temellere oturtulabilir. Kimi ayrı eve çıkarak ana baba evinden ayrılabilir. Uzun süredir ilişki yaşayanlar evlilik kararı alabilir ama tabi evlenmek için uygun zaman değil henüz. Aynı zamanda arkadaşlıklar birlikteliğe dönüşebilir. İlişkisi olmayanlar neden olmadığının ve kendi korkularının net şekilde farkına varabilir. Ana, baba, kardeşler vs kısaca aile içi ilişkilerde taşlar yerinden oynayabilir. Çocuğunuzla olan iletişim ve ilişkilerinizi yeniden gözden geçirmeniz gerekebilir. İş ilişkileriniz, ortaklıklarınız yeniden ele alınabilir. Arkadaşlarınızla olan ilişkileriniz değişebilir. Her şeyden önemlisi kendi benliğimizle olan ilişkimiz tamamen değişecek.
Türkiye
Cumhuriyeti bu tutulmadan oldukça kuvvetli etkileniyor. Zirvede, yöneticiler
açısından kadersel değişimlerin yaşanacağı, güç savaşlarının olacağı bir dönem başlıyor. Adalet, hukuk, diploması,
ilişkiler ve açık düşmanlıklar gündemde önemli yer tutacak. Bu tutulmayla yönetimin üzerimizdeki
baskısını hem sözlerle hem de yapılacak uygulamalarla çok daha fazla hissedeceğiz. Özellikle iletişim, medya, eğlence sektörü
,gençleri ilgilendiren konularda yaşanacak durumlar bizleri mutsuz edebilir.
Ekonomi, topraklarımızın güvenliği ve halkı ilgilendiren konular hakkında
alınan kararlar ortaya çıkabilir. Bu durum halkı derinden etkileyeceği için
toplumsal olayların yaşanmasına sebep olacağı gibi olaylara karşı da sert
tepkilerle karşılaşabiliriz. Ülkenin gençleri yine sahnede olacak. Koç-Terazi
yani Ben-Biz durumunu yani kutuplaşmayı fazlasıyla hissedeceğimiz bu suretçe
öfke kontrolünün önemi çok büyük. Bu tutulma yaz aylarına da damgasını vuracak
diyebilirim. Özellikle Ağustos ayı çok büyük önem taşıyor ,malum Cumhurbaşkanı
seçimi zamanı.
91 yaşındaki
Türkiye Cumhuriyeti artık değişip dönüşüyor. Türkiye´yi bizler oluşturduğumuza
göre aslında biz yani HALK değişiyoruz…Artık uyanan halkı durdurmak nasıl
mümkün olabilir ki! İşte bütün baskı, kaos bu yüzden…Sabır ve zaman en büyük
yardımcımız. Özellikle Nisan ve Ağustos ayları arasında gördüklerimiz ve
yaşayacaklarımız sonrası stratejimizi belirleyeceğiz ve böylece Ekim ayı
tutulmalarıyla yeni bir dönem başlayacak.Yazdıklarım hiç iç açıcı değil farkındayım. Evet moraller bozuk ve önümüzde daha zorlayıcı, sert bir dönem var. Bir kapıyı kapatan Allah diğerini açacak ve bu dönemde yine de iyi duygumuz ve inancımız kuvvetli olacak. Bu kuvvetli inanç sayesinde fırsatları da görüp değerlendirebileceğiz. Önümüzdeki dönemin kilit cümleleri Ben değil SEN demek, işbirliğini öğrenmek, başkalarının ihtiyaçlarının farkında olmak, fevri davranışları bırakmak, uzlaşmayı öğrenmek.
Her şekilde artık hiç birşey aynı kalmayacak, kökten değişip dönüşecek. Hepimiz hayatımızı, kendimizi değiştirmeyi çok istesek te DEĞİŞİM kelimesi bize oldukça korkutucu gelir ve zordur çünkü alıştığımız bildiğimiz şey değişecektir. Ancak bildiğimize, alıştığımıza sıkıca tutunmak bizi bu hayatı YAŞAMAKTAN alıkoyar. O zaman bunun adı YAŞAMAK değil hayatta kalmak için mücadele etmek olur. Oysa dünya değişiyor, hayat her gün değişiyor ve biz de değişiyoruz aslında. Hayat akıyor, yol devam ediyor. Ve bizim bu yolda daha keyifle ve az yükle ilerlemek ve YAŞADIĞIMIZI hissetmek için bazı şeylerden vazgeçmemiz gerekiyor. Ama işte bırakmak, vazgeçmek, yeni olanı denemek, yeni maceralar yaşamak kulağımıza hoş gelse de kolay kolay gereğini yapamıyoruz. İşte bu durumda da dış dünya bizim adımıza gerekeni yapıyor, o zamanda yaşananların acısı, sancısı fazla oluyor.
Olan her şey bizim hayrımıza oluyor…Kötü gibi görünen şeylerin ardındaki iyiyi görmek için sabırlı olalım…Sabır ve Zaman en büyük desteğimiz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder