10 Ağustos 2014 akşamı Kova burcunda meydana gelecek
dolunayın konusu bağımlılık ve özgürlük… İki kavramda bizim içimizde mevcut ve
bu dış dünyamıza da yansıyor. Şu anda hayatımızda evlilik, sevgili, aile, para,
yuva kurma, sağlık, çocuklar, kardeşler, iş, kariyer, anne hangi konuda
sorun yaşıyorsak bir kişiye, düşünceye veya duruma bağımlı olduğumuz içindir.
Aslan ve Kova ekseninde yaşanan dolunayla iyice görünür olan, hayatımızda
yolunda gitmeyen konular bize gösteriyor ki bağımlı olduğumuz maddi manevi
şeylerden özgürleşmemiz gerekiyor. İsteğimiz hayatımızın yönetimini ele almak
ihtiyacımız ise özgür olmak. Ancak özgürlüğün zihinde olması gerektiğini bilin.
Egonuzu yanlış şekilde şişirdiğinizi fark edebilmeniz içinde özgür bir bakış
açısına sahip olmanız gerekir. Tabi bunu yapmak zordur ama işte dolunay bunu
kocaman şekilde gözümüzün önüne koyuyor. Kimi bunun farkında kimi hiç anlamıyor
bile. Her şekilde içimizde bir huzursuzluk, üzerimizde bir baskı hissediyoruz
çünkü aklımız gördüklerimize itiraz ediyor. Siz ne gördüğünüzü fark
edemeyebilirsiniz ama bedeniniz biliyor…
K endini güvende hissetmek adına kimisi egosunu ters
besleyecek şekilde kendi istek ve ihtiyaçlarına yönelik yönetime ele alarak
taktir, onay ve hatta alkışlanma bekleyecek şekilde hareket ederek her şeye
hükmetmeye çalışır. Bu şekilde kendi asıl ihtiyaçlarından o kadar uzaktır ki,
dikkati hep kendi dışındaki insanlarda ve konulardadır. Böyle davranarak her
şeye atlar ve kendi gücünü test eder, ben güçlüyüm der. Bunu yaparken de
sahnede olup liderlik etmekten, yönetimi ele almaktan bir çocuk gibi de mutlu
olur ve egosu okşanır. Bir süre sonra bir şeylerin yanlış gittiğinin farkına
vardığı anda artık geç olmuştur. Her şey kişinin üstüne kalmıştır, kendisi de
bağımlı olduğu gibi çevresini de kendine bağımlı yapmıştır, kendisi yok
olmuştur ve hayatında büyük bir çıkmaza girmiştir. Başkalarının ihtiyaçları ile
ilgilenip taktir beklerken kendi kimliğini, ihtiyaçlarını unutmuştur. Bu
seferde Benim ihtiyaçlarım diye söylenmeye başlamıştır…
Kimisi de bunun tam tersi yönetilmeye gönüllü, hiçbir
potansiyelini yeteneğini kullanmadan yalnız, insanlara karşı mesafeli,
gelişememiş, yerinde saymış ve başarısızlıklarla yaşamakta. Kişi bir sürü şey
yapmak, hayallerini gerçekleştirmek, yaratıcılığını yeteneklerini kullanmak
istediği halde kendine güven duymaması, yeteneklerini sorgulaması ve özgürlüğe
takılı kalıp kendini hayat sahnesinde geriye çekmesi sebebiyle bir türlü
cesaret edip istekleri yönünde adım atmaz. Böylece kendini yaşamdan soyutlayıp,
türlü bahanelerle sorumluluk almayarak başarısızlığı ve yalnızlığı tercih eder.
Bunun adına da özgürlük der.
Tüm bunların
temelinde olan şey ise güvende olma ihtiyacı…Başarısızlık korkusu, olumsuz
eleştiri almamak, ciddiye alınmak, önemsenmek ,sevilmek, küçümsenmemek, taktir
edilmek, incinmemek ,saygı görmek …Ne kadar çok şey saydım değil mi…İşte
bunların hepsi bizi bir kişiye, duruma, düşünceye, maddeye ve güce bağımlı hale
getirir. Peki ne yapmalıyız?
Başkalarını
yönetmek, başkalarının ihtiyaçları ile ilgilenmek veya karşıdan bir hareket
beklemek yerine kendi istek ve ihtiyaçlarımızın ne olduğunu anlayarak
içimizdeki cesareti, iyimserliği, güçlü motivasyonu, canlılığı ,kararlılığı ve
irademizi kullanarak sadece kendimizi değil bir arada olduğumuz herkesi destekleyip
motive ederek hedeflerimize doğru adım atmamız gerekir.
Bu dolunay ile
bilinçaltı ihtiyaçlarımıza yönelik zihnimizde büyük bir uyanış yaşanıyor,
devrim yapılıyor ve dönüşüm gerçekleşiyor. Önümüzdeki günlerde
bağımlılıklarımızı bırakarak geleceğimizle ilgili hangi konularda yeni
sorumluluklar aldığımızı çok net göreceğiz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder