7 Mayıs 2013 Salı

Hayatımı Kim Yönetiyor?


Babamın gençliğinde bir arkadaşı Çamlıca Tepesi´nde bisikletten düşüp kafasını taşa vurup ölünce ben bisiklet tehlikelidir düşüncesi ile büyüdüm. Evet hiç bisiklet sahibi olmadım ama birkaç kez arkadaşlarımın bisikletlerine binip kullanmayı öğrendim. Ancak bugün çok istememe rağmen hala bisiklete binemiyorum. Böyle bir korku bu yaşımda bile beni etkiliyor ve keyiften mahrum bırakıyor.
Aile geçmişimiz, çocukluğumuz korkutmalar ve tehtid üzerine kurulu. Yemezsen arkandan ağlar, babana söylerim, bu teyzenin iğnesi var, öcü gelir ve daha neler. Büyüdükçe yaşadığımız tecrübelerin olumsuz etkileri, çevremizdekilerin yaşadığı olumsuz tecrübelerin bilgisi de eklenince zamanla korkudan hareket edemez hale geliyoruz. Eğitim sistemi, devlet düzeni bile terbiye, tertip, asayiş amacıyla korkular üzerine inşa edilmiş durumda.
Bir şey yapmak, bir adım atmak istiyoruz ama nedense bir türlü adım atamıyoruz.
Gelecekten, yalnız kalmaktan, anlaşılamamaktan, sevilmemekten, ölmekten, hastalanmaktan, sevdiklerimizi kaybetmekten, muhtaç olmaktan ve daha farkında bile olmadığımız pek çok korkudan dolayı baskı altında bir hayat yaşıyoruz. Sonuçta ya korktuğumuz şeyleri yaşarken buluyoruz kendimizi ya da hiçbir gelişme kaydetmeden mutsuz, saldırgan, içine kapanık, bir şeylere bağımlı ve hasta yaşıyoruz. Sırtımızda kocaman bir korku çuvalı taşıyorken ilerlemek, değişim yaşayabilmek, yürüyebilmek ne mümkün. Herkesin sırtı ağrıyor, beli tutuluyor, omuzları kasılı, memleketin yarıdan fazlası panik atak, kanser ise almış başını gidiyor.
 
Anlayacağınız hayatımızı biz değil korkularımız yönetiyor…

Şimdi içinde bulunduğumuz dönem değişim dönüşüm zamanı. Her şeyin kadın-erkek, gece-gündüz, acı-tatlı, iyi-kötü, hüzün-mutluluk gibi  zıttıyla bir arada olduğu bu evrende korku da cesaretle bir aradadır. Şimdiye kadar yapmak isteyipte yapamadığınız her ne varsa artık korkunuzun içindeki cesareti uyandırarak atılıma geçme zamanı. Nasıl harekete geçmem gerekiyor diyorsanız işe korkularınızla yüzleşip ve anlamaya çalışarak başlayın. Diyelim ki evlenmek, çocuk doğurmak, boşanmak, işten ayrılmak, yeni iş kurmak, anne babadan ayrı eve çıkmak, zayıflamak, şehir değiştirmek ,para kazanmak,aşk yaşamak ve daha pek çok şey istiyor ama bir türlü yapamıyor, gereken adımı atamıyorsunuz. Hayatınız üzerinize doğru gelip , dayanılmaz duygular hissetmenize neden olurken hiç bir şey yapmadan öylece durmayın. İşten atılmayı, terk edilmeyi, para kaybetmeyi, hasta olmayı beklemeyin, siz bir adım atın.
Öncelikle çevrenizde sizinle aynı durumda olan insanlara bakın, onlara verdiğiniz tavsiyelere ya da içinizden onlar için söylediğiniz sözlere bakın. Çevrenizde olan biten her şey, her insan size ayna tutar, size sizi gösterir. Neden bir şeyleri değiştiremiyorsunuz, sizi engelleyen duygularınız nedir yazıya dökün ve içinizden yükselen duyguları fark edin. Geçmişe takılı kalmayın, ailenize öfkelenmeyin onları suçlamayın ve en önemlisi kendinize öfkelenmeyin. Bu davranışlar ve öfke sizi yolunuzdan alıkoyan akıl oyunlarıdır. Yaşananlardan ders çıkarın ve geçmişi geçmişte bırakarak hayatınızın, geleceğinizin sorumluluğunu üstlenin ve bir karar verin. Önemli olan şey zaten karar vermek. Doğruyu yanlışı tartıp bir karar vermek ve karara uygun hareket etmek, bir adım atmak, içinizdeki korkuyla birlikte var olan cesareti ve özgüveni de ortaya çıkaracaktır. Ne demişler en kötü karar bile karasızlıktan iyidir…
25 Nisan´da yaşanan Ay tutulması ve 10 Mayıs Cuma günü meydana gelecek Güneş tutulması artık hayatımızda bir karar alma noktasına ve yol ayrımına geldiğimizi gösteriyor. Kendinizi yıkılmış, yorulmuş, çaresiz hissetmeyin. Güvencede olayım aman canım yanmasın duygusuyla mevcut duruma sıkıca tutunmayı bırakın. Çünkü değişmeyen tek şey değişimdir sözüne uygun olarak zaten değişim gerçekleşecek. Sıkıca tutunduğunuz şey avuçlarınızdan kayıp gitmesin, sizi üzmesin. Siz isteyerek bırakın, karar verin ve adım atın.
Biliyorum bu söylediklerim hiç kolay değil. Sen yapabiliyor musun diye sorarsanız sahip olduğum bilgiyi kullanıp, akıntıya karşı kürek çekmeyi bıraktım ve aklımın oyunlarına hayır dedim. Bir adım attım ve hayrıma olanı diledim.

Vazgeçmeyi, kaybetmeyi göze alıp teslim olduğumuz anda vazgeçtiğimizden daha fazlasını kazanacağız .Özgür olacak ve hayatımızın kontrolünü ele geçireceğiz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder