Telefonum sanki acelesi olan biri beni
arıyormuş gibi çalmaya başladı.Telefonu açtım ve tabi ki hislerim
beni yanıltmamış. ”Hemen görüşmemiz gerekli“diyor bir danışanım. “Peki gel hemen
” dedim. Cevap çok net “ Kapalı bir yerde olmaya tahammülüm yok dışarıda görüşelim,deniz
kenarına Suadiye plajına gidelim”. 1 saat sonra tamamen plaja dönüşmüş çay
bahçesindeyim. Öğlen saati , hava feci sıcak. Sonuçta bir sürü su ve soda eşliğinde
görüşmemizi tamamladık.
Ben biraz daha oturacağımı söyleyerek danışanımla vedalaştım. Oturdum ve tamamen kadınlar matinesine dönüşmüş plajda denize giren kadınları seyrettim. Bu arada çevremdeki masalar aralarında hep konuşuyor, selamlaşıyor. Maşallah gide gele hepsi orada arkadaş akraba olmuş. Hayatım merhaba, Ayşen´cim buradayız gel ,şekerim dün yoktun, Facebook´ta kedilerimin resmine bak…Muhabbet bu. Ne yalan söyleyeyim pek hoşuma gitti.
Peki nasıl oluyordu da bu hatunlar pis suyun içine rahatlıkla
girip yüzüyorlar? Suya bakınca denizin dibi görünüyor. Peki ya görünmeyen
virüsler, mikroplar? Sonuçta burası Marmara Denizi. Ciltlerinde sorun çıkmıyor mu
bunların ya da kadın hastalıkları tehlikesinden korkmuyorlar mı? Üstelik
çocuklarını bile sokuyorlar. Ben bunu düşünürken yanımda oturan kadınlar belediyeye kızarak suyun kenarında
gezen farelerin kayalıklarda cirit attığını konuşmaz mı!!!
Onlarla aramdaki fark çok açık ortada. Ben bu deniz pis ve mikroplu dediğim için ,öyle düşünüp hissettiğim için denize girersem hastalanır mikrop kaparım. Bedenimde kendini koruyor, terlemiyor ve beni serin tutuyor çünkü duygumun farkında. Onların ise böyle bir düşüncesi yok. Denizin pis olduğunu bilse de hastalanmaktan korkmuyor, umurunda değil. Benim gibi şüphe üretmiyor ve istediği gibi yüzüyorlar, suda oyunlar oynuyorlar, çocuklarıyla eğleniyorlar ve hastalanmıyorlar.
Nasıl düşünürsen düşündüğünü duygunla yaratır ve yaşarsın...
Kadınların hastalık düşünmeden nasıl suya girdiğini, korkmadığını
da bir süre sonra anladım. Çünkü yakınımdaki masalarda konuşulan konular hep hastalıklar, mutluluk
ihtiyacı, fazla kafana takmayacaksın muhabbeti, yalnızlık, çocukların
sorunları, önerilen kişisel gelişim kitapları ve hatta falcılar…
Farklı hayatlara sahip her yaştan kadın biraz kafa dağıtmak, sohbet edip sorunlardan uzak kalmak,
daha da önemlisi şifa için, şifalanmak için su kenarına geliyorlar ve suya giriyorlar. Zaten Dünya
hasta, insan hasta…Su her derde deva.
Mikrop kimin umurunda…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder