28 Eylül 2013 Cumartesi

Korku Dağları Bekler...Korkmayın

Resim: Saraj Muraleedharan
Derinden etkileyici olaylar yaşadığımız, bizi duygusal olarak zorlayan günler yaşıyoruz. Bizim ya da çevremizdekilerin yaşadığı olumsuz şeyler bizi bir yandan üzerken diğer taraftan da bütün korkularımızı uyandırmış durumda. Ya bana da böyle olursa, buramda ağrı var bende hasta mıyım, herşey üstüme geliyor, ne olacak şimdi şeklinde yaşıyoruz.

Bir süredir, sahip olduğumuz, bizim için değerli olan maddi manevi herşeyde değişim meydana geliyor. Evlilikler, ailesel sorunlar, ilişkiler, parasal konular, iş hayatı, çocuklar, sağlık sorunları bizi oldukça zorluyor. Biz yaşamasak ta yakın çevremizde meydana gelen durumlar bizi de derinden etkiliyor. Her şeyden etkilenen duygumuz ve aklımızla başa çıkmakta hiç kolay değil. Akıl ve duygu dengesi şaştı mı da içimizde çaresizlik duygusu ve  beden hasta.


Artık hem dünyada hem de kendi küçük dünyamızda sistem değişiyor. Hayallerimiz, ideallerimiz değişiyor. Ama alışkanlıkları bırakmak, bildiğin düzeni bırakıp yeni bir düşünce sistemi, bakış açısı ve yaşam düzeni kurmak tabi ki kolay değil. Bir tarafımız bildiğimiz, alışık olduğumuz hayata, düşünceye, alışkanlıklara sıkıca tutunurken diğer tarafımız coşkulu şekilde yenilenmek bir şeyleri değiştirmek istiyor. Ve maalesef bu değişimleri de olaylar ve insanlar aracılığıyla, krizlerle yapıyoruz ve sahip olduğumuz şeyleri kaybetmekten korkuyoruz…

Korku karanlık tarafa giden yoldur. Düşünen korkar, korktukça da adım atamaz hale gelir. Korkan kişi ise öfkeli ve nefret dolu olur. Tüm bu olumsuz duygular ise hem sizi hem de çevrenizi yaralar…

Her ne olduysa oldu. Korku üretmek, kendini hırsa kaptırmak, intikam, kin duygusuyla yaşamak, gurur yapmak, kendine üzülmek artık sadece acı çekmenize sebep olur. Tabi ki acıyı öfkeyi yok saymayın, yaşayın ama kendinizi de duygulara kaptırmayın. Aynı zamanda kendinize sorun “ Bu durumu aşmak için NE YAPABİLİRİM
Yaşamınızda meydana gelen olaylara kabul gösterebilmek, değişime ayak uydurmak ve korkularınızı anlamak ve çözüme ulaştırmak için size önerim dikkatinizi çevresel olaylardan ve insanlardan çekip kendinize yöneltmeniz ve bir hedef belirlemenizdir. O hedefe ulaşmak için tüm enerjinizi sabırla çalışmaya, üretmeye, yardım etmeye, kendinize ve çevrenizdekilere faydalı olmaya yönlendirin. Resim, müzik, fotoğraf, tiyatro, dans, el işleri gibi sanatsal aktiviteler aracılığıyla dikkatinizi kendinize yöneltip şimdiye kadar hiç kullanmadığınız yeteneklerinizi fark edip içinizdeki yaratıcı potansiyelinizi ortaya çıkarın. Sevdiklerinizle, ailenizle, çocuklarınızla daha faza zaman geçirin. Dua edin, kendi iç benliğinizle bütün olmak için, yoga, meditasyon, dini ibadet hangisini kendinize uygun hissediyorsanız yapın. Her fırsatta doğayla iç içe olun, bitki yetiştirin, toprakla uğraşın, deniz kenarında ya da ağaçlık yerlerde zaman geçirin, yürüyün. Huzur istiyorum diyenlere ise cevap; huzur ancak ölünce…Bu dünya öğrenmenin, kendi gücünü bilmenin dünyası.

Bu bir süreç ve zaman her şeyin ilacı. Kendinize olan inancınızı kaybetmeyin ve korkmayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder