Gökyüzü oldukça gergin. Bu gerginliğin manyetik enerjisi dünyaya ve dünyayla bir olan insanlara da yansıyor. Astroloji hangi zamanın geldiğini tarif eden, ben seni uyarıyorum ona göre davran, tedbirini al diyen kadim bir sistem, tıpkı meteoroloji gibi. Bu gerginliği nasıl yöneteceğimizi, ne yapacağımızı yıldızlar değil insanın kendi aklı ve iradesi belirliyor.
İçinde bulunduğumuz dönem gizli kapaklı her şeyin ortaya çıktığı görünür olduğu bir dönem. Ülke olarak bu dönemi açıkça yaşıyoruz. Kişisel olarak kendi içimizde yıllarca tuttuğumuz, bastırdığımız, yok saydığımız hatta varlığını bile fark etmediğimiz ama bizi de yıllar içinde içten içe yok eden tüm duygularımız ortaya çıkmaya başlıyor.
Karanlıkta kalan şeyler aydınlığa çıkıyor. Kendimizle ilgili, hayatı nasıl yorumlayıp yaşadığımızla ilgili pek çok şeyi yeni fark ediyoruz. Bu farkındalığı da olaylar ve insanlar aracılığıyla yaşıyoruz. Ve tabi ki fark ettiğimiz hatta yüz yüze geldiğimiz duygularımız bizi rahatsız ediyor, korkutuyor ve günlük hayatımızda bunalıma ve kaosa sebep oluyor. Bu kaos hem kendimizle olan ilişkimize hem de diğer insanlarla olan ilişkilerimize olumsuz yansıyor, korkumuz öfkeye dönüşüyor.
Peki ne yapmak lazım? Durumu yönetmek kolay değil ama imkansız da değil. Korkunun yarattığı öfkeyi çevremize ve kendimize eleştiri, kavga, tartışma, yargılama, kırgınlık ve savunmaya geçme şeklinde yansıtmak hiçbir işimize yaramaz. Dramatik tepkiler vermek yerine durumu yönetmek en ideali. Kendimizle ilgili fark ettiğimiz şeylerin yarattığı gerilimi ve enerjiyi kendimizi yenilemeye, şimdiye kadar kullanmadığımız potansiyel yeteneklerimizi kullanmaya , yaratıcılığımızı destekleyip ortaya somut güzel işler çıkarmaya yönlendirmek en güzeli. Kolay bir şeyden bahsetmiyorum ama imkansızda değil. Tabi ki yılların alışkanlığını, kalıplarını değiştirmek bir günde olmuyor ancak değişim kaçınılmaz, direnmek daha da zorlayıcı tecrübeler yaşatır.
2014 yılında atıl durumda olan yeteneklerinizi fark edin ve kullanmaya başlayın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder