Bu sabah (20 Haziran 2013) Yaz Gündönümü için erkenden uyandım. Saat 08:00 de Güneş Yengeç
burcuna geçerken ben de doğayla ve kendimle bütün oldum. Cevabını bilmediğim ama
öğrenmek istediğim sorularımı sordum ve kendi adıma cevaplarımı da aldım.
21 Aralık 2012 Oğlak Gündönümü ile Güneş yükselmeye, günler uzamaya, güneş
ışığını bize daha fazla yansıtmaya ve bizi aydınlatmaya başladı. İçimizde bir
şeyler uyanır oldu. Ve bizler hayatımızda gerek içsel olarak fark ettiğimiz gerekse
görünür haldeki durumlarla ilgili, değişim ihtiyacına yönelik yeni tohumlar
ekmeye başladık.
B ugün Güneş Yengeç burcuna girdi ve Yaz Gündönümü başladı. Bugünden
itibaren günler kısalmaya, güneş ışığı azalmaya başlıyor. Bizlerde kış ve ilkbahar döneminde attığımız tohumları, ektiklerimizi
şimdi biçmeye başlayacağız. Yani hasat zamanı...
Şimdi hepimizin hayatında yeni bir dönem başlayacak. Pazar günü meydana gelecek Oğlak dolunayı da bize bir tamamlanmayı, kapanışı anlatacak. Oğlak burcu sistemi düzeni sembolize eder. Bu dolunay ile de sistemimizde değişiklik yapıp yeni yaşam felsefemizi, ideallerimizi oluşturup harekete geçecek ve düşünce biçimimizi, bakış açımızı, davranışlarımızı, alışkanlıklarımızı değiştirip yeni sistemimizi kuracağız.
Değişim başlasın….
Şimdi hepimizin hayatında yeni bir dönem başlayacak. Pazar günü meydana gelecek Oğlak dolunayı da bize bir tamamlanmayı, kapanışı anlatacak. Oğlak burcu sistemi düzeni sembolize eder. Bu dolunay ile de sistemimizde değişiklik yapıp yeni yaşam felsefemizi, ideallerimizi oluşturup harekete geçecek ve düşünce biçimimizi, bakış açımızı, davranışlarımızı, alışkanlıklarımızı değiştirip yeni sistemimizi kuracağız.
Ben bu değişime olumlu ya da olumsuz diye bir yorum yapmıyorum. Nitekim
olumsuz gibi görünen şey aslında içinde olumlu bir durumu anlatmaktadır. İnsanlar
değişimin şuurlu olarak farkında değil ama bedenimiz bu değişimin sinyallerini şimdiden
karın bölgesinde büyüme, el ve ayaklarda şişme, sindirim sisteminde hassasiyet,
sinirsel gerginlik gibi belirtilerle bize veriyor. Elbette yeni düzen kurmak
sistem oturtmak oldukça sancılı ve zahmetlidir. Bildiğimiz alışkın olduğumuzdan
farklı yeni bir düzene geçmek insanı rahatsız eder. Birde değişime
dirençliyseniz bu sizi mutsuz hatta hasta eder. Oysa değişime direnmek yerine
kabul göstermek, süreci ruhsal ve bedensel olarak daha sağlıklı yaşamamızı sağlar.
Sonuçta hepimizin niyeti tek; Hayatta kalmak YAŞAMAK…
Bu değişim bizlere gelişme, büyüme,
sınırlarını aşma, kendi gücünü keşfetme ve şimdiye kadar yapmak isteyip
yapamadığımız şeyleri yapma fırsatı verecek. Değişimi gerçekleştirmek için önümüze
gelen şans ve fırsatlar korkuyu ve korkunun üzerimizde yarattığı tembellik ve ataletten
sıyrılıp harekete geçmemizi sağlayacak. Ancak bu fırsatları görebilmek için
uyanık olmak, farkında yaşamak ve düşüncelerin içinde dağılmadan bütün kalmak gerekiyor.
Bu uyanıklık halini ve bütünlüğü sağlamak için kullanacağınız ve güveneceğiniz
tek şey içinizde var olan, en derinlerde tuttuğunuz bastırdığınız sevginiz, cesaretiniz,
yapabilme gücünüz, hayalleriniz ve başaracağınıza olan inancınızdır.
Ülkemizde aynen bizler gibi bir değişim sürecinde. Türkiye´yi bizler
oluşturduğumuza göre bizlerde meydana gelecek olan değişim ülkemizi de
değiştirecek.
Değişim başlasın….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder